Uçak tam olarak dokuzda vardı.
 - The plane arrived exactly at nine.
Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.
 - I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday.
O tam olarak doğru değildi.
 - That wasn't exactly true.
Bu tam olarak doğru değil.
 - That's not exactly right.
Bunu bitirmek için tam olarak on üç dakikan var.
 - You have exactly thirteen minutes to finish this.
Tom tam olarak on iki dakika geç kalmıştı.
 - Tom was exactly twelve minutes late.