Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.
- Ein Flugzeug fliegt über der Stadt.
Bu şehrin nüfusu her yıl azalıyor.
- Die Bevölkerung dieser Stadt wird jedes Jahr kleiner.
Şehrin üzerinde bir uçak uçuyor.
- Ein Flugzeug fliegt über der Stadt.
Yeni yapılar şehrin ucunda yapılıyor.
- Viele neue Wohnbauten entstehen am Rande der Stadt.
Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Wir leben in einer schönen Stadt.
İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.
- Istanbul ist die Stadt, die ihr am meisten gefällt.
Havaalanı şehir içinden çok uzakta.
- Der Flughafen ist ziemlich weit von der Stadtmitte entfernt.
İstanbul, onun en çok sevdiği şehirdir.
- Istanbul ist die Stadt, die ihr am meisten gefällt.
Gideceğimiz şehir çok güzel.
- Die Stadt, in die wir fahren werden, ist sehr schön.
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Belediye binası insanlarla doluydu.
- The town hall was full of people.
Bir grup kentin içinden geçit açtı.
- A band led the parade through the city.
Ofisim kentin merkezinde.
- My office is in the central area of the city.
Tokyo çok büyük bir şehirdir.
- Tokyo is a very big city.
Lee Leffingwell, Austin Şehir Konseyi'nin başkanıdır.
- Lee Leffingwell is the head of the Austin City Council.
Paris is the most beautiful city in the world.
- Paris ist die schönste Stadt der Welt.
I'll show you around the city.
- Ich werde dir die Stadt zeigen.