Tom birazdan burada olmalı.
- Tom should be here soon.
Sakıncası yoksa birazdan buraya gelin.
- Please come here soon if you don't mind.
Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.
- The news that the school had been burned down soon spread though the town.
O saat beşten hemen sonra geri döndü.
- She came back soon after five o'clock.
Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.
- Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner.
Ne kadar erken başlarsak, o kadar erken bitiririz.
- The sooner we start, the sooner we'll finish.
Az sonra çay hazırdı.
- Soon, the tea was ready.
Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
- The beautiful color of the sky soon faded away.
Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.
- It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.
Yakın zamanda eve gitmeyi planlıyor musun?
- Do you plan on going home anytime soon?
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
- My father will soon be forty years old.