something which has a basis in the law, such as legal precedent

listen to the pronunciation of something which has a basis in the law, such as legal precedent
English - Turkish

Definition of something which has a basis in the law, such as legal precedent in English Turkish dictionary

legal
{s} tüzel
legal
{s} yasal

Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti. - The lawyer recommended his client to take legal action.

O yasal danışmanlık almaya karar verdi. - She decided to take legal advice.

legal
{s} kanuni
legal
nizamlı
legal
(Kanun) hukuka uygun
legal
yasaya uygun
legal
{s} hukuk

Hukuk terminolojisi uzman olmayanlar için genellikle anlaşılmazdır. - Legal terminology is usually incomprehensible to non-specialists.

Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur. - Paradoxically, the President of Turkey is the de jure head of state but has no legal role in government.

legal
geçerli
legal
(Tıp) Kanun gereği, kanuna uygun, kanuni, meşru
legal
Legal (Kağıt Boyutu İçin)
legal
{s} hukuki

Leyla bir tedarikçiyle olan acı bir hukuki ihtilaf sonrasında şirketini kaybetti. - Layla lost her company after a bitter legal dispute with a supplier.

Bu soruları cevaplamayı reddetmeniz hakkındaki hukuki dayanak nedir? - What's the legal basis of your refusal to answer these questions?

legal
{s} yasal, legal, kanuni, meşru
legal
legal holiday resmi tatil günü
legal
(sıfat) yasal, hukuk, kanuni, hukuki, tüzel, adli, resmi
legal
(Avrupa Birliği) kanuni, yasal, adli
legal
{s} resmi
legal
{s} hukuksal, hukuki
legal
avukatlık mesleğinelegal cap avukatların kullandıkları uzun ve beyaz yazı kâğıdı
English - English
legal
something which has a basis in the law, such as legal precedent
Favorites