English - Turkish
Definition of someone whose occupation is printing in English Turkish dictionary
- printer
- yazıcı
Peter'in ofisindeki yazıcı bozuk ve artık yazdırmıyor.
-The printer in Peter's office is broken and doesn't print anymore.
Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.
-Please replace the empty ink cartridge in the printer.
- printer
- basım aygıtı
- printer
- (Biyokimya) yazaç
- printer
- basıcı
- printer
- matbaacı
- printer
- basımcı
- pressman
- ütücü
- pressman
- {i} gazeteci
- pressman
- {i} basın mensubu
- pressman
- muhabir
- pressman
- {i} matbaacı
- pressman
- {i} basımcı
- printer
- {i} printer
- printer
- {i} yayıncı
- printer
- (Askeri) SATIR YAZICI: Bilgisayardan döküm almak için kullanılan aygıt. PRINTING SIZE OF MAP OR CHART: HARİTA VEYA KROKİNİN BASKI BÜYÜKLÜĞÜ: Bir harita veya krokiyi ihtiva edecek en küçük dikdörtgenin, kendi sınırları içinde basılı bulunan bütün malzemeler ile birlikteki boyutu
- printer
- {i} matbaa makinesi
Related Terms
someone whose occupation is printing
Hyphenation
some·one whose oc·cu·pa·tion I·s print·ingTurkish pronunciation
sʌmwʌn huz äkyıpeyşın îz prîntîngPronunciation
/ˈsəmˌwən ˈho͞oz ˌäkyəˈpāsʜən əz ˈprəntəɴɢ/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuːz ˌɑːkjəˈpeɪʃən ɪz ˈprɪntɪŋ/
Resimler
Favorites