Definition of someone who manufactures something in English Turkish dictionary
- manufacturer
- imâlatçı
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
-According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
- manufacturer
- {i} imalatçı
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
-According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.
- producer
- {i} üretici
Almanya dünyadaki en büyük peynir üreticilerinden biridir.
-Germany is one of the largest cheese producers in the world.
Çin dünyanın önde gelen pirinç üreticisidir.
-China is the world's leading producer of rice.
- producer
- {i} yapımcı
Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.
-Tom Jackson is the supervising producer.
Onların yetenekli bir yapımcısı var.
-They have a talented producer.
- producer
- {i} yönetmen
- producer
- (Ticaret,Tiyatro) sahneye koyan
- producer
- (İnşaat) imalatçi
- producer
- {i} prodüktör
- manufacturer
- üreticisi
İlacın üreticisi bir Japon şirketidir.
-The manufacturer of the medicine is a Japanese company.
Shizuoka'da birçok plastik model üreticisi vardır.
-There are many plastic model manufacturers in Shizuoka.
- manufacturer
- imalatçı firma
- producer
- (isim) üretici, yetiştirici, yapımcı, prodüktör, yönetmen
- manufacturer
- yapımcı
- producer
- öndürücü
- manufacturer
- {i} fabrikatör
- manufacturer
- {i} üretici
Üretici yeni makineye 5 yıl garanti verdi.
-The manufacturer guaranteed the new machine for 5 years.
Peugeot, Renault and Citroen Fransız otomobil üreticileridir.
-Peugeot, Renault and Citroen are French car manufacturers.
- producer
- üretim maddeleri
Related Terms
Definition of someone who manufactures something in English English dictionary
- producer
- manufacturer