English - Turkish
Definition of someone who is among the best at certain task in English Turkish dictionary
- elite
- elit
Geleceğimiz küçük bir elitin iyi niyetine bağlıdır.
-Our future depends on the goodwill of a small elite.
Tom, çok elit bir üniversiteden mezun oldu.
-Tom graduated from a very elite university.
- elite
- {i} seçkinler
Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.
-Fight back against the oppression of the ruling elite.
Seçkinlerin temsilcileri geçmişin kategorilerine göre düşünmeye devam ediyorlar.
-The representatives of the elite continue to think according to the categories of the past.
- elite
- {i} elit tabaka
- elite
- seçkin kişiler
- elite
- seçkin sınıf
- elite
- seçkin
Sen şimdi seçkinlerin arasındasın.
-You are now among the elite.
Seçkin askerler gizli yerlerde eğitilebilir.
-Elite soldiers might be trained in secret locations.
- elite
- {i} seçme kısım
- elite
- ufak boy harfleri olan
- elite
- seçkin kimseler
- elite
- seçkin tabaka
- elite
- belirli bir sosyal sınıfın en seçkin kısmı
Related Terms
English - English
Definition of someone who is among the best at certain task in English English dictionary
- elite
Is there a nobler or more disinterested aim than to educate the cadres, the elites of tomorrow?.
someone who is among the best at certain task
Hyphenation
some·one who I·s a·mong the best at cer·tain taskTurkish pronunciation
sʌmwʌn hu îz ımʌng dhi best ät sırtın täskPronunciation
/ˈsəmˌwən ˈho͞o əz əˈməɴɢ ᴛʜē ˈbest ˈat ˈsərtən ˈtask/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ɪz əˈmʌŋ ðiː ˈbɛst ˈæt ˈsɜrtən ˈtæsk/
Resimler
Favorites