somebody at a disadvantage

English - Turkish

Definition of somebody at a disadvantage in English Turkish dictionary
underdog: güçsüz durumda olan kimse
underdog: zayıf durumda olan ülke
underdog: güçsüz durumda olan grup
underdog: ezilen kişi
Luciano, maçtaki ezilen kişi, şampiyona mutevazı pasta yedirmeye çabalıyor olacak. - Luciano, the underdog in the match, will be trying to make the champ eat humble pie.
underdog: mazlum
underdog: (yarışma/vb.'de) kaybetmesi beklenen taraf
underdog: (Spor) galip gelmesi beklenmeyen takım zayıf ve güçsüz takım
underdog: {i} yenilen kimse
underdog: {i} güçsüz/zayıf durumda olan kimse/grup/ülke
underdog: {i} kazanma şansı az olan kimse/takım
underdog: haksızlığa maruz kalan kimse

English - English

Definition of somebody at a disadvantage in English English dictionary: underdog
at a disadvantage: in an inferior position, at a lower point

somebody at a disadvantage

Hyphenation

some·bo·dy at a dis·ad·vant·age

sʌmbıdi ät ı dîsıdväntîc

/ˈsəmbədē ˈat ə ˌdəsədˈvantəʤ/ /ˈsʌmbədiː ˈæt ə ˌdɪsədˈvæntɪʤ/

History

Favorites