Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
- We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
Trene zamanında yetişmek için acele etti.
- He hurried so as to be in time for the train.
Onlar ağır silahlı mıydı?
- Were they heavily armed?
Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.
- My liver is heavily damaged.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi.
- It rained heavily, and consequently the baseball game was called off.
Tom Mary ile tanışmadan önce, çok içerdi.
- Before Tom met Mary, he drank heavily.
Aşırı derecede yağmur yağıyor.
- It is raining heavily.
Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
- Bill hates that his father smokes heavily.
Bina yangında ağır şekilde hasar gördü.
- The building was heavily damaged by fire.
Ağır şekilde sakinleşmiştim.
- I was heavily sedated.
Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.
- The bus rocked heavily up and down.
Tom şiddetle öksürmeye başladı ve onun sağlığı hakkında endişeliyim.
- Tom has started coughing heavily and I'm worried about his health.
his heavily muscled arms.