English - Turkish
Definition of sleight. in English Turkish dictionary
- slight
- {s} hafif
On kişi kazada hafif yaralandı.
-Ten people were slightly injured in the accident.
Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.
-She stood silently, her head tilted slightly to one side.
- slight
- {s} önemsiz
- slight
- {s} azıcık
- slight
- yüzeysel
- sleight
- marifet
- slight
- hiçe sayma
- slight
- küçümsemek
- slight
- aşağılamak
- slight
- zayıf
- sleight
- {i} aldatmaca
- sleight
- {i} el çabukluğu
İnsanlara şirketinin kazançlı olduğunu düşündürmek için tek ihtiyacın olan şey muhasebende küçük bir el çabukluğu.
-All you need is a little sleight of hand in your accounting to make people think your company is profitable.
- sleight
- {i} el becerisi
- sleight
- {i} hokkabazlık
- sleight
- hüner
- sleight
- {i} beceri
- sleight
- {i} ustalık
- sleight
- sleight of hand el çabukluğu
- slight
- {s} öylesine
- slight
- {f} önemsememek
- slight
- (fiil) önemsememek, hiçe saymak, hafife almak, saygısızlık etmek, hakaret etmek, ihmal etmek, geçiştirmek
- slight
- {s} ufak ve ince yapılı; ince
- slight
- {s} ufak (bir bahane)
- slight
- {i} önemsememe
- slight
- {f} saygısızlık etmek
- slight
- {i} hakaret
- slight
- {f} hakaret etmek
- slight
- {s} sudan
- slight
- {f} adam yerine koymamak; önemsememek
- slight
- {s} karaktersiz
Related Terms
English - English
Definition of sleight. in English English dictionary
- Dexterous practice; dexterity; skill
- Cunning; craft; artful practice
- An artful trick; sly artifice; a feat so dexterous that the manner of performance escapes observation
- a trick or feat so deftly done that the manner of performance escapes observation
- {n} dexterous practice, artifice, art, cunning
- slight
- {i} trick, illusion; cunning, slyness; expertise, skill
- adroitness in using the hands
sleight.
Hyphenation
sleightResimler
History
Favorites