Köpeğe bir kemik verdim, havlaması durdu.
 - I gave the dog a bone, stopping its barking.
Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
 - The bones remained frozen in the ice.
Çok kılçıklı balıkları yemeği sevmem.
 - I don't like to eat fish with many bones.
Çok kılçıklı balıkları sevmiyorum.
 - I don't like fish with lots of bones.