Bu kullanışlı küçük bir kutu.
 - This is a handy little box.
Otobüs durağı oldukça kullanışlı.
 - The bus stop is quite handy.
Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.
 - Take this folding umbrella with you. It might come in handy.
Bir bıçağın yararlı olabileceği bazı durumları düşünebiliyorum.
 - I can think of some situations in which a knife would come in handy.
Tom bizim hünerli işçimizdi.
 - Tom used to be our handyman.
El altında ekstra birkaç bataryaya sahip olmak asla kötü bir fikir değil.
 - Having a few extra batteries handy is never a bad idea.
Bu sözlüğü her zaman el altında tut.
 - Always keep this dictionary handy.