Tom el işinde çok yetenekli.
- Tom is very skilled in manual labor.
Joseph yetenekli bir ekonomisttir.
- Joseph is a skilled economist.
İyi bir tercüman olmak için, sanırım Tom yeteneklerini biraz daha geliştirmeli.
- To be a good translator, I think Tom needs to hone his skills a bit more.
Tom yetenekli bir marangozdur.
- Tom is a skillful carpenter.
Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.
- A working man should be paid in proportion to his skill, not his age.
Yeteneği ve sanatı olan bu dünyada ünlü olur.
- He who has skill and art, becomes famed in the world.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.
Bu kurs İlkyardımda temel becerileri öğretir.
- This course teaches basic skills in First Aid.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
And I am skiller than you.
... to make sure we maintain our technological lead and our people are skilled and able to ...
... But you were extraordinarily skilled, ...