English - Turkish
Definition of situated below and closer to the feet than another in English Turkish dictionary
- inferior
- (sıfat) aşağı derecede, aşağı, alt, ast, değersiz, bayağı, kalitesiz
- inferior
- (Tıp) inferiyor
- inferior
- aşağı derecede olan kimse
- inferior
- {i} aşağı derecede olan şey
- inferior
- alt
Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.
-For that reason, temporary workers are working under inferior conditions.
- inferior
- ast
- inferior
- rütbe ve mevkice küçük kimse
- inferior
- ikinci derecede
- inferior
- (to ile) aşağı
- inferior
- aşağı
Onun bir aşağılık kompleksi var.
-He has an inferiority complex.
Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.
-There is no reason for you to feel inferior to anyone.
- inferior
- i. aşağılık, aşağı derecede olan kimse veya şey.s. aşağı; adı, bayağı; mevki veya rütbede aşağı; ikinci derecede, ehemmiyeti az; (astronomi) güneş ve dünya arasında olan; ufkun altında olan; (botanik) başka organın altında yetişen, alt; (matbacılık) harflerin veya satırların altına dizilen
- inferior
- harflerin veya satırların altına dizilen
- inferior
- (Diş Hekimliği) Lt. alt; superior'un tersi
- inferior
- başka organın altında yetişen
- inferior
- {i} ast olan kimse
- inferior
- {s} değersiz
Related Terms
English - English
Definition of situated below and closer to the feet than another in English English dictionary
- inferior
situated below and closer to the feet than another
Hyphenation
si·tu·a·ted be·low and clos·er to the feet than an·oth·erTurkish pronunciation
sîçueytîd bilō ınd klōsır tı dhi fit dhın ınʌdhırPronunciation
/ˈsəʧo͞oˌātəd bēˈlō ənd ˈklōsər tə ᴛʜē ˈfēt ᴛʜən əˈnəᴛʜər/ /ˈsɪʧuːˌeɪtɪd biːˈloʊ ənd ˈkloʊsɜr tə ðiː ˈfiːt ðən əˈnʌðɜr/
Resimler
Favorites