Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir.
 - The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.
Benim görüşüm seninkine benzer.
 - My opinion is similar to yours.
Tom ve Mary hemen hemen her zaman okuldan sonra tenis oynarlar.
 - Tom and Mary almost always play tennis after school.
Tom ve Mary hemen hemen her gün kavga ederler.
 - Tom and Mary quarrel almost every day.
Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
 - The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
Benim görüşüm seninkine benzer.
 - My opinion is similar to yours.
Az daha treni kaçırıyordum.
 - I almost missed the train.
Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
 - The Sahara Desert is almost as large as Europe.
Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg neredeyse bir kazanova.
 - The founder of Facebook, Mark Zuckerberg, is almost a casanova.
Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.
 - The novel has sold almost 20,000 copies.
Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.
 - Tom almost looks like a girl.
Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.
 - Malay has many similarities with Indonesian.
Sen herhangi bir benzerlik görüyor musun?
 - Do you see any similarities?
NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.
 - NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents.
Tom kendine benzeyen insanları sever.
 - Tom likes people similar to himself.
Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
 - Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
 - We are so similar and so different at the same time.
Tom az kalsın ölüyordu o kazada.
 - Tom almost died in that accident.
Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.
 - I almost believed what Tom said.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
 - I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
 - You all display similar behavior.
Çoğu insan aynı hataları yapar.
 - Many people make similar mistakes.
Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.
 - These cities have similar traffic rules.
... notice, has a new movies tab, very similar to the apps in books tabs with featured content, ...
... it's similar to Frances. ...