like, resembling, homogeneous, equal

listen to the pronunciation of like, resembling, homogeneous, equal
English - Turkish

Definition of like, resembling, homogeneous, equal in English Turkish dictionary

similar
benzer

Modern köprüler şekil olarak benzer. - Modern bridges are similar in shape.

Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir. - The climate of New Zealand is similar to that of Japan.

similar
benzerlik

Endonezya ve Polonya bayrakları arasında benzerlikler vardır. - There are similarities between the Indonesian and Polish flags.

Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır. - Malay has many similarities with Indonesian.

similar
emsal
similar
{s} 1. benzer, benzeş: It's similar to that. Ona benzer bir şey. These two things are similar. Bu iki şey birbirine benziyor. Okan and Kaan are
similar
benzeş
similar
aynılık
similar
okşar
similar
aynı türden
similar
bendeş
similar
okşaş
similar
müşabih

Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim. - I haven't seen something similar my whole life.

similar
aynı şekilde

Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz. - You all display similar behavior.

similar
şekilde aynı olan
similar
similarity benzeyiş
similar
aynı

Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım. - In a similar situation, I'd do the same.

Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır. - These cities have similar traffic rules.

similar
benzeyen şey
similar
(sıfat) benzer, benzeyen, eş, benzeşen
similar
{s} benzeşen
similar
similarlybunun gibi
English - English
{a} similar
like, resembling, homogeneous, equal
Favorites