seyahatler

listen to the pronunciation of seyahatler
Turkish - English
journeys
plural of journey
seyahat
{i} journey

From Sendai I extended my journey to Aomori. - Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim.

Life is like a journey. - Hayat bir seyahate benzer.

seyahat
{i} travel

It is considered impossible to travel back to the past. - Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.

Traveling makes people knowledgeable. - Seyahat, insanları bilgili yapar.

seyahat
trip

I am short of money for my trip. - Seyahatim için yeterli param yok.

He set out on a trip. - O bir seyahata çıktı.

seyahat
{i} voyage

He went on a voyage to America. - O, Amerika'ya seyahate gitti.

seyahat
wayfare
seyahat
(Bilgisayar) cruise
seyahat
passage
seyahat
expedition
seyahat
peregrinate
seyahat
tour
seyahat
trek
seyahat
yolculuk
seyahat
peregrination
Seyahat
travellıng
Seyahat
a trip
seyahat
travelling

Tourists should take care to respect local cultures when they are travelling. - Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.

He has a great fancy for travelling. - Onun seyahat için büyük bir merakı var.

seyahat
travel on
seyahat
traveling

Traveling abroad is now more popular. - Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.

Traveling makes people knowledgeable. - Seyahat, insanları bilgili yapar.

seyahat
travel, journey, trip, voyage
seyahat
travelling [Brit.]
seyahat
Eyre
Turkish - Turkish

Definition of seyahatler in Turkish Turkish dictionary

seyahat
Gezi
seyahat
Yolculuk: "Her zamanki seyahat hatıralarını anlatmaya başladı."- P. Safa
seyahat
(Osmanlı Dönemi) yolculuk
seyahatler
Favorites