Are you tired, darling?
- Yorgun musun, sevgilim?
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Let my beloved come into his garden, and eat the fruit of his apple trees.
- Benim sevgilim bahçesine gelsin ve elma ağaçlarının meyvesini yesin.
My dear, maybe you are hiding something from me!
- Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.
My dear little cat disappeared a week ago.
- Sevgili küçük kedim bir hafta önce kayboldu.
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.
- Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.
I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover.
- Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.
Her lover is a spy working for the British government.
- Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
- Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
His girlfriend was there, too.
- Sevgilisi de oradaydı.
You're the teacher's pet.
- Sen öğretmenin sevgilisisin.
She's got a Turkish boyfriend.
- Onun Türk bir sevgilisi var.
I'm angry with my boyfriend for forgetting about Valentine's Day.
- Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.
My significant other works at a language school and loves it very much.
- Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.
I married my high school sweetheart.
- Lise sevgilimle evlendim.
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective.
- Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
My lover doesn't love me.
- Sevgilim beni sevmiyor.
I love you, dear sister.
- Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.
To tell the truth, she is my girlfriend.
- Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
His girlfriend was there, too.
- Sevgilisi de oradaydı.
Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful.
- Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.
Wish all my friends and loved one Happy New Year.
- Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.
And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
- Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
Tom asked Mary if she was free on Valentine's Day.
- Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.
I wish it was Valentine's Day!
- Keşke sevgililer günü olsa!
They are our dearest friends.
- Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.