Mary'nin boşanmak istediğini duydum.
 - I've heard that Mary wants a divorce.
Söylenti Mary'nin boşanmak istemesi.
 - The story is that Mary wants a divorce.
Sami, Leyla'yı boşamak niyetinde değildi.
 - Sami didn't intend to divorce Layla.
Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.
 - For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first.
Cidden boşanmayı düşünüyor musun?
 - Are you seriously thinking about getting a divorce?
Sami, Leyla'yı boşamak niyetinde değildi.
 - Sami didn't intend to divorce Layla.
Sami, Leyla'yı asla boşamamış.
 - Sami never divorced Layla.
Mary'nin ondan ayrılmak istediğini haber aldım.
 - I got word that Mary wants to divorce him.
Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
 - Divorce is generally a painful parting.
Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
 - Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
Boşanmayı kabul edeceğim.
 - I will consent to the divorce.
O, yıllar süren mutsuzluktan sonra onu boşadı.
 - He divorced her after years of unhappiness.