German - Turkish
Definition of selbstgefällig in German Turkish dictionary
- kendini beğenmiş, burnu havada
English - Turkish
Definition of selbstgefällig in English Turkish dictionary
- conceited
- {s} kendini beğenmiş
13 ile 19 yaşlar arasında sık sık görüldüğü gibi, o kendini beğenmiş.
-As is often the case with 13 to 19 year olds, she's conceited.
Onun kendini beğenmiş tavrı beni deli ediyor.
-His conceited attitude makes me mad.
- complacent
- {s} halinden memnun
- conceited
- {s} gururlu
- conceited
- kibirlenmek
- complacent
- öz özüne yeten
- complacent
- kendini beğenmiş
- complacent
- keyfi yerinde
- complacent
- arkayın
- conceited
- kurumlu
- conceited
- kibirli
Tom gerçekten kibirli, değil mi?
-Tom is really conceited, isn't he?
İnsanlar seni hiç kibirli olmakla suçluyorlar mı?
-Do people ever accuse you of being conceited?
- complacent
- {s} ilgisiz
Eğer benim bildiğimi bilseydin bu kadar ilgisiz olmazdın.
-If you knew what I knew, you wouldn't be so complacent.
Asla ilgisiz olmayacağız.
-We'll never be complacent.
- complacent
- {s} rahat
- complacent
- {s} kendinden hoşnut
- complacent
- {s} boşveren
- complacently
- kendini beğenmiş şekilde
Related Terms
German - English
Definition of selbstgefällig in German English dictionary
- smugly
- self-complacent
- complacently
- smug
- vain
- conceited
- complacent
- self-approving
- pleased with yourself, self-satisfied
- self-congratulatory
- like the cat that got the cream
- self-important
- conceitedly
- like a monkey with a tin tool
- self complacent
- Er antwortete ziemlich selbstgefällig.
- He answered rather conceitedly