Kanın görünüşüne asla dayanamadım.
- I never could stand the sight of blood.
Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.
- The sight of fresh lobster gave me an appetite.
Tom'un kötü bir görüşü var.
- Tom has bad eyesight.
Ben normal görüşe sahibim.
- I have normal eyesight.
İlk görüşte ona âşık oldun mu?
- Did you fall in love with her at first sight?
İlk görüşte ona âşık oldu.
- She fell in love with him at first sight.
O, görme duyusunu bir kazada kaybetti.
- He lost his eyesight in an accident.
O, o kazada görme duyusunu kaybetti.
- He lost his eyesight in that accident.
Benim iyi görme yeteneğim var.
- I have good eyesight.
Tom görme yeteneğini kaybetti.
- Tom lost his eyesight.