see her, their

listen to the pronunciation of see her, their
English - Turkish

Definition of see her, their in English Turkish dictionary

here
burda

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

Tom'u burdan uzaklaştır. - Get Tom away from here.

here
bunda

Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum. - I'm glad you're here to help me with this.

Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir. - It's all downhill from here.

here
(Bilgisayar) burayı

Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler. - Cuckoos visit here in spring.

lütfen burayı imzalar mısınız? - Could you sign here, please?

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte sizin için biraz haber. - Here's some news for you.

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

here
burada

Merhaba? Hâlâ burada mısın? - Hello? Are you still here?

Sonsuza dek burada kalamam. - I can't stay here forever.

here
buraya

Buraya dün akşam altıda geldik. - We arrived here at six yesterday evening.

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You cannot park your car here.

here
hey

Hey, lütfen bana burada yardım eder misin? - Hey, could you give me a hand over here, please?

Hey, buradan çıkalım. - Hey, let's get out of here.

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
English - English
here
see her, their
Favorites