see gag, n

listen to the pronunciation of see gag, n
English - Turkish

Definition of see gag, n in English Turkish dictionary

gag
susturmak
gag
komik öykü
gag
{f} ağzını tıka

Dan Linda'nın ağzını tıkadı ve onu bir dolaba kilitledi. - Dan gagged Linda and locked her up in a closet.

Çocuk kaçıranlar Tom'un ağzını tıkadı ve onu dolaba kilitledi. - The kidnappers gagged Tom and locked him up in the closet.

gag
ağzı açık tutmak için ağıza sokulan alet
gag
(Tıp, İlaç) Alet ile ağzını açık tutmak
gag
söyletmemek, ağzım tıkamak
gag
yayılmasına engel olmak
gag
{i} tıkaç

Haydutlar onun ağzına bir tıkaç koydu. - The bandits put a gag in his mouth.

gag
f susturmak için ağlza sokulan tlkaç
gag
{f} komiklik yapmak
gag
(Tıp) Ağıza konulan kusturucu şey
gag
{f} (haberin) yayılmasına engel olmak, susturmak
gag
{i} güldürücü şey
gag
{f} kusturmak
gag
(fiil) ağzını tıkamak, susturmak, kusturmak, kusacak gibi olmak, öğürmek, komiklik yapmak, espri yapmak
gag
ögürmek gag rule mecliste konuşmay sm
gag
{i} mecliste konuşmaların son bulması
gag
ağzım tlkamak
English - English
gag
see gag, n
Favorites