Definition of schauspielerin in German Turkish dictionary
- nen {'şauşpi: lırin} e aktris
- aktrist
- kadın oyuncu
- aktris
Aktris olmak istiyorum.
-Ich möchte Schauspielerin werden.
Tom ünlü bir aktrisle evlidir.
-Tom ist mit einer berühmten Schauspielerin verheiratet.
Definition of schauspielerin in English Turkish dictionary
- actor
- {i} oyuncu
Charlie Chaplin bir oyuncudur.
-Charlie Chaplin is an actor.
O şarkı bana ünlü bir sinema oyuncusunu hatırlatır.
-That song reminds me of a famous movie actor.
- actress
- {i} kadın oyuncu
Kadın oyuncu, olduğundan daha genç gözüküyor.
-The actress looks younger than she really is.
Asla bir kadın oyuncu olmayacaksın.
-You'll never be an actress.
- actor
- {i} erkek oyuncu
Leonardo DiCaprio, Hayalet filminde Hugh Glass rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazandı.
-Leonardo DiCaprio won the Oscar for best actor for his role as Hugh Glass in The Revenant.
Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.
-Tom won the Oscar for Best Supporting Actor.
- actor
- {i} aktör
Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
-The actor was on the stage for most of the play.
O bir garson ve bir aktördür.
-He is a waiter and an actor.
- actor
- {i} katılımcı
- actor
- yapan kimse
- actor
- bir olayda yer alan kimse
- actress
- aktris
Joan zor bir çocukluk geçirmesine rağmen büyük bir aktrist oldu.
-Joan became a great actress in spite of having had a difficult childhood.
Benim için sürpriz oldu, o çok güzel bir aktrisle evlendi.
-To my surprise, he got married to a very beautiful actress.
- actor
- (Sosyoloji, Toplumbilim) fail
- actor
- (Sosyoloji, Toplumbilim) edimci
Related Terms
Definition of schauspielerin in German English dictionary
- thespian
- player (old-fashioned, usually in proper names)
- actress
I spoke to the actress herself.
-Ich habe mit der Schauspielerin selbst gesprochen.
He married an actress.
-Er heiratete eine Schauspielerin.
- actor
- Die Schauspielerin ist in Kapstadt, um für ihr neues Buch Werbung zu machen.
- The actress is in Cape Town to promote her new book
- Die Schauspielerin wird derzeit hoch gehandelt.
- The actress is a hot commodity right now
- Nach zwei anspruchsvollen Filmen wandte sich die Schauspielerin leichterer Kost
- After two demanding films the actress turned to some lighter fare
- Sie hat ein Leben lang davon geträumt, Schauspielerin zu werden.
- She has had a lifelong dream of becoming an actress
- Sie war wohl die beste Schauspielerin ihrer Generation.
- She was arguably the best actress of her generation
- Sie war zu ihrer Zeit eine berühmte Schauspielerin.
- She was a famous actress in her day
- eine angehende Schauspielerin
- an aspiring actress
Related Terms
Definition of schauspielerin in Turkish German dictionary
- e Schauspielerin
- aktüalite. e Aktualität