saygı duy

listen to the pronunciation of saygı duy
Turkish - English
{f} respecting

Far from respecting him, I dislike him. - Ona saygı duymayı bırak, ondan hoşlanmıyorum.

His modesty is worth respecting. - Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..

{f} respected

Tom was the only one who respected Mary. - Tom Mary'ye saygı duyan tek kişiydi.

His soldiers feared and respected him. - Onun askerleri ondan korkuyor ve ona saygı duyuyordu.

{f} respect

I respect the elderly. - Yaşlılara saygı duyarım.

He respects Einstein, an American scientist. - O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.