I haven't read the final page of the novel yet.
- Romanın son sayfasını henüz okumadım.
I know every word on this page.
- Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.
Tom wants to turn over a new leaf.
- Tom beyaz bir sayfa açmak istiyor.
Take a leaf out of his book.
- Onun kitabından bir sayfa al.
Give me a blank sheet of paper.
- Bana boş bir sayfa kağıt verin.
On a separate sheet of paper, describe your best friend: age, where he or she lives, his or her job, etc.
- Ayrı ayrı sayfalara, en iyi arkadaşınızı anlatın; yaşı, nerede yaşadığı, işi gibi...
This machine can print sixty pages a minute.
- Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.