saraylı

listen to the pronunciation of saraylı
Turkish - English
(girl, woman) who is a member of the sultan's harem
saray
palace

The palace was heavily guarded. - Saray sıkı şekilde korunuyordu.

The royal palace was built on a hill. - Kıraliyet Sarayı bir tepenin üstüne yapıldı.

saray
(Politika, Siyaset) chamber
saray
court

Have you met the new court jester? - Yeni saray soytarısıyla tanıştın mı?

The courtier was enjoying great royal favor. - Saray büyük kraliyet lehinde eğleniyordu.

Saray
sarai
deli saraylı gibi
(woman) oddly decked out in gaudy clothes
saray
the palace (the sultan and his supporters; the king/queen and his/her supporters)
saray
palace; court
saray
seraglio
saray
large public building: adliye sarayı courthouse
saray
palace; seraglio, serail
saray
serai
Turkish - Turkish
Osmanlı İmparatorluğu'nda padişah sarayında bulunmuş olan (kadın): "Fena değil, saraya gidecek, saraylı olacak."- H. E. Adıvar
Osmanlı İmparatorluğunda padişah sarayında bulunmu olan (kadın)
SARAY
(Osmanlı Dönemi) (Seray) f. Büyük kimselerin veya padişahların oturduğu yüksek ve büyük bina. Büyük, muntazam ve tantanalı konak, ev
Saray
sera
Saray
(Osmanlı Dönemi) SERAY
Saray
darüssaade
saray
Görkemli, iyi zevkle döşenmiş yapı
saray
Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı
saray
Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı
saray
Devlet başkanı ve çevresi