sönük

listen to the pronunciation of sönük
Turkish - English
dim

The stars seem dim because of the city lights. - Şehir ışıkları yüzünden yıldızlar sönük görünüyor.

lifeless
extinguished; deflated, flat; dim, faint; obscure, undistinguished
uninspiring
unimpassioned
dead pan
deflated (balloon); flat (tire)
inactive (volcano)
weak, dim, faint
uninspired
faint
undistinguished, dull, stale, uninspired; lusterless; lifeless
spiritless
vapid
extinct

Extinct volcanoes will likely never erupt again. - Sönük volkanlar muhtemelen tekrar püskürmeyecek.

extinguished
extinguished (fire, light)
stagnant
vegetable
dingy
obscure
flat
out
insipid
grey
stodgy
musty
drab
heartless
{s} dismal
sönük kalmak
pale before
sönük kalmak
pale
sönük kalmak
pale beside
Turkish - Turkish
Göze çarpmayan, silik
Sönmüş olan
Sönmüş olan: "Ağızlarında iki sönük sigarayla duran iki kız..."- Ç. Altan
Göze çarpmayan, silik: "Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar."- Y. K. Beyatlı
Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf: "Karanlık, sessiz evlerden çocuklar önce sönük, sonra telaşlı, birbiri arkasından haykırırlardı."- H. E. Adıvar
sönük
Favorites