rutin

English - Turkish

Definition of rutin in English Turkish dictionary: (Tıp) Damar duvarının geçirgenliğini azaltan bir maded (27H30O163H2O); rutin

Turkish - Turkish

Definition of rutin in Turkish Turkish dictionary: Aralıksız yinelenen ve artık düşünmeksizin yapılan eylemlerin tümü; Alışılagelen, sıradan, sıradanlık, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan (şey): "Genç olmasına karşın belli bir pişkinliği, yırtılmışlığı, rutini vardı."- H. Taner; Yaratıcılığa dayanmayan, el melekesi ile yapılan iş; Alışılagelen, sıradan, sıradanlık, çeşitlilik göstermeyen, alışılagelmiş düzen içinde yapılan (şey); Alışkanlıkla elde edilmiş beceri; Aralıksız yinelenen
RUTİN: (Hukuk) Düşünmeye gerek kalmadan hep aynı şekilde yapma alışkanlığı

English - English

Definition of rutin in English English dictionary: A flavonoid, found in many plants, that is a glycoside of quercetin and rutinose; {i} (Medicine) glucoside derived from the leaves of some plants (used to treat capillary disorders); Rutin is found in the leaves of the rue (Ruta graveolens) and other plants, and obtained as a bitter yellow crystalline substance which yields quercitin on decomposition; A glucoside resembling, but distinct from, quercitrin

Turkish - English

Definition of rutin in Turkish English dictionary

routine

They know the routine. - Onlar rutini biliyorlar.

Such questioning is routine police business. - Böylesine sorgulama rutin polis işidir.

rutin

rut

I'm stuck in a rut in my boring job and need to do something new. - Sıkıcı işimde rutine bağladım ve yeni bir şey yapmam gerekiyor.

{i} groove

(Ticaret) routine

(Ticaret) routing

(Tıp) routine analysis

rutin etkinlikler teorisi

(Pisikoloji, Ruhbilim) routine activities theory

rutin hava kuvveti meteoroloji raporu (Fransızcadan çevirilmiştir; saatlik yüzey

(Askeri) routine aviation weather report (roughly translated from French; international standard code format for hourly surface weather observations)

rutin kalibrasyon