roused.

listen to the pronunciation of roused.
English - Turkish

Definition of roused. in English Turkish dictionary

angry
öfkeli

Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme. - Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.

Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı. - The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.

angry
{s} kızmış

O, kendisine kızmıştı. - He was angry with himself.

Yumiko biraz kızmıştı. - Yumiko was a little angry.

angry
kızgın

Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın! - The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!

Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say. - When angry, count ten; when very angry, a hundred.

angry
sinirli

Tom sinirli ve öfkeli görünüyor. - Tom seems frustrated and angry.

Oldukça sinirli görünüyorsun. - You look pretty angry.

angry
{s} hiddetli

Oldukça hiddetli görünüyorsun. - You look pretty angry.

angry
kabarmış
angry
(hava) fırtınalı
angry
gazaplı
angry
darılmak
angry
dargın
angry
{s} hırslı
angry
gazapla
angry
angrily hiddetle
angry
angry about a thing bir meseleden dolayı darılmış
angry
(sıfat) kızgın, kızmış, hırslı, öfkeli, hiddetli, iltihaplı, kızarmış, fırtınalı
angry
{s} kızarmış
angry
gücenmiş darılmış
angry
{s} fırtınalı
English - English
Simple past tense and past participle of rouse
Rous
American pathologist. He shared a 1966 Nobel Prize for his discovery of tumor-producing viruses
Rous
{i} family name; Francis Peyton Rous (1879-1970), United States pathologist who won the Nobel prize in Physiology or Medicine in 1966 for discovering viruses that cause tumors
rous
United States pathologist who discovered viruses that cause tumors (1879-1970)
roused
past of rouse
roused
angry