Bill ve John çene çalmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
 - Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.
Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
 - Bill and John like to get together once a month to talk.
Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
 - Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
Yalnız yemek yemeye alışıyorum.
 - I'm getting used to eating alone.
Oraya ulaşmak için uzun bir yol yürümek zorundasın.
 - You have to walk a long way to get there.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
 - It was hard for them to get to the island.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
 - We have to get Tom out of here.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
 - We've got to get Tom out of here.
Oraya varmak ne kadar sürer?
 - How long will it take to get there?
Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
 - You'd better hurry up if you want to get home before dark.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
 - Mother was busy getting ready for dinner.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
 - Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
 - It's getting easier to find audio files by native speakers for almost any language you might want to study.
Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı.
 - Some people had to use false names to get work.
Hemen başlamak istiyorum.
 - I'd like to get started right away.
Şimdi sakıncası yoksa başlamak istiyorum.
 - Now if you don't mind, I'd like to get started.