ready for use; attainable; unoccupied; valid

listen to the pronunciation of ready for use; attainable; unoccupied; valid
English - Turkish

Definition of ready for use; attainable; unoccupied; valid in English Turkish dictionary

available
{s} mevcut

Mevcut tek oda iki kişiliktir. - The only room available is a double.

Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur. - The book is available in both hard and soft-cover versions.

available
müsait

Şu anda müsait değilim. - I'm not available right now.

Doktor şimdi müsait değil. - The doctor is not available now.

available
{s} var

Bu gece için mevcut bir oda var mı? - Is there a room available for tonight?

Müsait bir tur rehberi var mı? - Is there a tour guide available?

available
{s} geçerli

Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir. - This offer is available for a limited time only.

Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir. - Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.

available
(Ticaret) mevcut olan
available
{s} kullanışlı
available
(Ticaret) elde hazır bulunan
available
kullanılır
available
müsait olmak
available
yararlanılır
available
elde

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
{s} eldeki
available
elde edilebilir

Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir. - Tickets are available from Lions Club members.

available
görüşmeye uygun
available
meşgul değil
available
kullanılabilir

Bu daktilo kullanılabilir mi? - Is this typewriter available?

Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir. - Netflix is now available in Europe.

available
{s} hazır

Önümüzdeki hafta bir görüşme mülakatı için hazır mısınız? - Are you available next week for a follow-up interview?

Koltuklar hazır oluncaya kadar bir süre beklemekten başka bir şey yapamayız. - We can do nothing but wait for a while until the seats are available.

available
olası
English - English
{s} available