Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
 - Wooden houses catch fire easily.
O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
 - He is not a man to admit his mistakes easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
 - I can easily wait till tomorrow.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
 - She managed to get what she desired easily.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
 - They did not break apart easily.