rash, heedless, hasty, impulsive

listen to the pronunciation of rash, heedless, hasty, impulsive
English - Turkish

Definition of rash, heedless, hasty, impulsive in English Turkish dictionary

reckless
{s} umursamaz

Tom çok umursamaz, değil mi? - Tom is very reckless, isn't he?

Tom umursamaz oluyor, değil mi? - Tom is being reckless, isn't he?

reckless
pervasız

Pervasız sürüşten dolayı onun ehliyeti alındı. - He had his license taken away because of reckless driving.

Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor. - It seems that my son is now at a rebellious age and recklessly opposes us.

reckless
kayıtsız
reckless
{s} düşüncesiz
reckless
dikkatsiz

Polis Tom'a dikkatsiz sürüşü için trafik cezası kesti. - The policeman gave Tom a ticket for reckless driving.

O dikkatsiz araç kullanmaktan hoşlanır. - He gets a kick out of reckless driving.

reckless
{s} aldırışsız
reckless
ehlikeyif
reckless
korkusuz
reckless
ihtiyatsız
reckless
(sıfat) kayıtsız, pervasız, düşüncesiz, atak, atılgan, umursamaz, aldırışsız, çekinmesiz, laubali, lakayt
reckless
{s} dünyayı umursamayan, pervasız, gözü kara
reckless
{s} lakayt
reckless
hiç bir şey düşünmeden
reckless
recklessly pervasızca
reckless
{s} laubali
reckless
{s} atak
reckless
{s} atılgan
reckless
cüretkârlık
English - English
{s} reckless
rash, heedless, hasty, impulsive
Favorites