English - Turkish
Definition of protuberant in English Turkish dictionary
- dışarı fırlamış
- kabarık
- şiş
- {s} çıkıntılı
- {s} tümsek
- {s} dışa çıkık
- msek
- {s} şiş, dışarı çıkmış/uzanmış/fırlamış, fırlak, yumru gibi, tümsek, çıkık
- yumru
- {s} çıkık
- çıkıntı
- protuberantlytümsek şeklinde
- bulging
- (sıfat) şişkin
- bulging
- pırtlak
- bulging
- taşan
- bulging
- (Mekanik,Teknik) şişirme
- strut
- kasıla kasıla yürümek
- bulging
- şiş
Onun cepleri cevizlerle şişkindi.
-Her pockets were bulging with walnuts.
Onun şişkin pazısı var.
-He has bulging biceps.
- strut
- destek
- bulging
- Şişkin
Onun cepleri cevizlerle şişkindi.
-Her pockets were bulging with walnuts.
Onun şişkin pazısı var.
-He has bulging biceps.
- conspicuous, eminent, protuberant
- Seçkin, çıkık göze çarpan
- swollen out; protuberant
- dışarı şişmiş; şişliği
- swollen; protuberant
- şişmiş; çıkık
- bulging
- sis
- bulging
- kabartı
- strut
- {f} kasılarak yürümek
- strut
- payanda/kurumla yürüyüş
- strut
- fiyaka kasılma
- strut
- (fiil) kurumla yürümek, çalımla yürümek, payanda ile desteklemek
- strut
- {f} kurumla yürümek
- strut
- {i} payanda
- strut
- {i} çalım
- strut
- azametli yürüyüş
- strut
- desteklemek
Related Terms
English - English
Definition of protuberant in English English dictionary
- swelling or bulging outward
- bulging
- Prominent, or excessively prominent; bulging beyond the surrounding or adjacent surface; swelling; as, a protuberant joint; a protuberant eye
- curving outward
- Protuberant eyes, lips, noses, or teeth stick out more than usual from the face. = protruding
- {s} jutting out, projecting, bulging
- strut
- struthian
- protuberous
- protuberant eye
- swollen eye
Related Terms
protuberant
Hyphenation
pro·tu·ber·antPronunciation
Etymology
[ -b(&-)r&nt ] (adjective.) 1646. Late Latin protuberant-, protuberans, present participle of protuberare to bulge out, from Latin pro- forward + tuber excrescence, swelling; perhaps akin to Latin tumEre to swell; more at THUMB.Resimler
History
Favorites