pronoun thine 1

listen to the pronunciation of pronoun thine 1
English - Turkish

Definition of pronoun thine 1 in English Turkish dictionary

yours
saygılarımla
yours
seninki

Benim görüşüm seninkine benzer. - My opinion is similar to yours.

Seninki gibi aynı gömleği aldım. - I bought the same shirt as yours.

yours
yours truly hürmetle
yours
ben

Kendini benim yerime koy. - Put yourself in my position.

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

yours
senin

Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun. - Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.

Defter senin değil, onundur. - The notebook is not yours. It's his.

yours
sizin

Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız. - Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.

Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum. - I want a jacket shaped like yours.

yours
sizinki

O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır. - In that respect, my opinion differs from yours.

Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir. - Our school was not the same size as yours.

yours
sizinkiler

Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede? - Our children are at school; where are yours?

Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim? - I need a pencil. Can I use one of yours?

yours
seninkiler

Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı. - My tastes differ greatly from yours.

Bunlar benim ayakkabılarım ve şunlar seninkiler. - These are my shoes and those are yours.

yours
sizlerinki
English - English
yours