They worked jointly on this project.
- Onlar bu projede beraber çalıştılar.
Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
- Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
I doubt that Tom planned to spend so much time on that project.
- Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim.
School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year.
- Okul kulüpleri yaklaşan okul yılı için yapmayı planladıkları kamu hizmeti projelerini açıkça ana hatlarıyla belirtmelidir.
What projects are you working on now?
- Şimdi hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Projects like Tatoeba can help the Berber language survive.
- Tatoeba gibi projeler, Berberi dilinin hayatta kalmasına yardımcı olabilir.