probability, chance, feasibility, possibility

listen to the pronunciation of probability, chance, feasibility, possibility
English - Turkish

Definition of probability, chance, feasibility, possibility in English Turkish dictionary

likelihood
{i} ihtimal

Büyük bir ihtimalle, bu ders kitabını kullanırsan, giriş sınavını geçeceksin. - In all likelihood, you will pass the entrance exam if you use this textbook.

Onun gelme ihtimali var mı? - Is there any likelihood of his coming?

likelihood
{i} olası olma
likelihood
olabilirlik
likelihood
olasılık

Büyük olasılıkla, bir hafta uzak kalacaklar. - In all likelihood, they'll be away for a week.

Büyük olasılıkla, devlet başkanı ikinci bir dönem hizmet edecek. - In all likelihood, the president will serve a second term.

likelihood
(Askeri) (~PROBABILITY) OLASILIK
English - English
{i} likelihood
probability, chance, feasibility, possibility
Favorites