present participle of to send

listen to the pronunciation of present participle of to send
English - Turkish

Definition of present participle of to send in English Turkish dictionary

sending
{i} gönderme

Üç yıl önce Noel kartları göndermeyi durdurdum. - I stopped sending Christmas cards a few years ago.

Toplantı gündemini göndermedeki gecikme için özür dilerim. - I apologize for the delay in sending the agenda.

sending
(Bilgisayar) gönderilen
sending
(Bilgisayar) gönderirken

Onu hastaneye gönderirken hiç zaman kaybetmedik. - We lost no time sending him to the hospital.

sending
(Bilgisayar) gönderiyor

Sana ailemin bir resmini gönderiyorum. - I am sending you a picture of my family.

Size mektubumun bir kopyasını gönderiyorum. - I am sending a copy of my letter to you.

sending
(Bilgisayar) gönderiliyor
sending
yollama
sending
{f} gönder

Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur. - Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.

Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum. - I'm sending her to California.

sending
göndererek

Etna, Sicilya göğüne lav ve duman göndererek püskürdü. - Mount Etna has erupted, sending lava and ash plumes into the Sicilian sky.

Bir Florida şehri sokaklardaki tuzlu suyu emmek için vakum hortumları ile donatılmış tanker kamyonları göndererek düzenli gelgit sel baskınına karşılık veriyor. - A Florida city is responding to regular tidal flooding by sending out tanker trucks equipped with vacuum hoses to suck saltwater off the streets.

sending
{i} sevk
English - English
sending