present participle of increase

listen to the pronunciation of present participle of increase
English - Turkish

Definition of present participle of increase in English Turkish dictionary

increasing
{s} çoğalan
increasing
artan

Leyla'nın giderek artan orandaki garip davranışları onun anne ve babasını çok endişelendiriyordu. - Layla's increasingly odd behavior worried her parents a lot.

Sami artan sıklıkta ortaya çıktı. - Sami showed up with increasing frequency.

increasing
artırıcı
increasing
yükseltme
increasing
artağan
increasing
(Kimya) artma

Cinayetlerin sayısı Japonya gibi bir ülkede bile artmaktadır. - The number of murders is increasing even in a country like Japan.

Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır. - The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.

increasing
{i} artış
increasing
{f} art

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

Bu kasabanın nüfusu artıyor. - This town is increasing in population.

increasing
artarak
increasing
{i} artırma

Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı. - Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.

increasing
(isim) artırma
increasing
(sıfat) çoğalan
English - English
increasing
present participle of increase
Favorites