Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
O bir sonraki romanı için büyük bir avans aldı.
- She received a large advance for her next novel.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
- Recent advances in medicine are remarkable.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Şimşek gök gürültüsünden önce gelir.
- Lightning precedes thunder.
İngilizcede yüklem nesneden önce gelir.
- In English the verb precedes the object.
Endeks 120.5'e yükseldi, bir önceki aya göre %4 fazla.
- The index advanced to 120.5, up 4% from the preceding month.
Önceki ay çok yağışlıydı.
- The preceding month was very rainy.
Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.
- The manager advanced a proposal at the meeting.
Matbaanın icadı önemli bir teknolojik gelişmeydi.
- The invention of the printing press was a major technological advance.
Peşin olarak ödemek zorundayız.
- We have to pay in advance.
O peşin olarak ödünç para aldı.
- He borrowed the money in advance.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
On the preceding Monday Shobana had left on vacation.