Ne müthiş bir akşam yemeği!
 - What a splendid dinner!
Kısacası, parti müthişti.
 - In brief, the party was splendid.
Tom harika bir iş yaptı.
 - Tom did a splendid job.
Tiyatronun yeni yapısı çok görkemli görünüyor.
 - The new edifice of the theatre looks very splendid.
Bu futbol maçı enerji dolu ve görkemli yarışmadır.
 - This soccer match is full of energetic and splendid competition.
Soğuk ve kuru, parlak güneş, ne güzel kış havası!
 - Cold and dry, splendid sunshine, what beautiful winter weather!