English - Turkish
Definition of political views or beliefs in English Turkish dictionary
- politics
- siyaset
Onun siyasete ilgisi yok.
-He has no interest in politics.
1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.
-The year 1796 saw a change in American politics.
- politics
- politika
Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.
-After the war, Ford entered politics.
Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.
-We would often sit up all night discussing politics.
- politics
- politik görüşler
- politics
- {i} çıkar politikası
- politics
- {i} politik oyunlar
- politics
- {i} entrikalar
- politics
- {i} politikacılık
- politics
- {i} politik görüş
Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
-Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
- politics
- {i} siyasi görüş
- politics
- siyasi partilerin idaresi
Related Terms
English - English
Definition of political views or beliefs in English English dictionary
- politics
political views or beliefs
Hyphenation
po·li·ti·cal views or beliefsTurkish pronunciation
pılîtıkıl vyuz ır bîlifsPronunciation
/pəˈlətəkəl ˈvyo͞oz ər bəˈlēfs/ /pəˈlɪtəkəl ˈvjuːz ɜr bɪˈliːfs/
Resimler
History
Favorites