Turkish - English
Definition of plak in Turkish English dictionary
- record
I listened to some of his records.
-Ben onun plaklarından bazılarını dinledim.
I sold off all my records.
-Ben tüm plakları sattım.
- record, disc, disk
- pressing
- album
- gramophone record
- platter
- (gramafon) disk
- (gramofon) disc
- slab
- depression
- disc
- plaque
At the inauguration ceremony a plaque was unveiled in honor of the founder.
-Açılış töreninde kurucunun şerefine bir plaket verildi.
- vinyl
- recording
- plak kabı
- sleeve, jacket
- plâk çalma zamanı
- (radyo) needle time
- stereo plak
- stereo
- vinyl (plak)
- (Argo) wax
- plaklar
- plaques
- basit plak
- (İnşaat) flat slab
- beton plak
- (İnşaat,Teknik) concrete slab
- düz plak
- flat plate
- kare plak
- square slab
- kare plak
- square plate
- kompozit plak
- composite sheet
- kompozit plak
- composite slap
- konsol plak
- cantilever slab
- kırk beşlik plâk
- single
- kırık plak
- dished plate
- mermer plak kaplama
- (İnşaat) marble flag pavement
- oluklu plak
- grooved tile
- optik plak
- (Bilgisayar) optical platter
- oval plak
- oval plate
- sürekli plak
- continuous slab
- uç plak
- (Tıp) end plaque
- vinil plak
- vinyl record
- yivli plak
- grooved tile
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of plak in Turkish Turkish dictionary
- Metal yaprak, plaka
- Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak: "Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta."- Y. K. Beyatlı
- plaka