physical, bodily; material, tangible

listen to the pronunciation of physical, bodily; material, tangible
English - Turkish

Definition of physical, bodily; material, tangible in English Turkish dictionary

corporal
onbaşı
corporal
{s} bedensel
corporal
(Kanun) maddi
corporal
vücuda ait
corporal
onbaş
corporal
dayak
corporal
cismen
corporal
gövdesel
corporal
vücudaonbaşı
corporal
i., ask. onbaşı
corporal
(Askeri) CORPORAL: 75 deniz mili mesafeye kadar hedeflere taarruz için planlanmış nükleer harp başlığı kullanma kabiliyetinde, sıvı yakıtlı satıhtan satha atılan seyyar güdümlü füze
corporal
corporal punishment bedeni ceza
corporal
corporally bedenen
corporal
(sıfat) bedensel
corporal
(isim) onbaşı
corporal
{s} bedensel, bedeni, cismani
English - English
{s} corporal
{s} corporeal
physical, bodily; material, tangible
Favorites