persisting in a reactionary stand

English - Turkish

Definition of persisting in a reactionary stand in English Turkish dictionary

Related Terms

stubborn

inatçı

Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın. - If it becomes stubborn indeed it stands alone.

İnatçı yanım babamdan gelmedir. - I've got my stubbornness from my father.

obstinate

inatçı

İnatçıydı ama diğer yandan güvenilirdi. - He was too obstinate, but on the other hand he was reliable.

Yaşlandıkça daha inatçı oldu. - As he grew older, he became more obstinate.

obstinate

{s} dik başlı

İnsanlar seni hiç dik başlı olarak suçlar mı? - Do people ever accuse you of being obstinate?

stubborn

{s} dediğim dedik

stubborn

dik kafalı

obstinate

domuzluk etmek

obstinate

direngen

obstinate

anut

obstinate

iddiacı

stubborn

aksileşmek

obstinate

{s} dik kafalı

Tom dik kafalı, değil mi? - Tom is obstinate, isn't he?

Tom oldukça dik kafalı, değil mi? - Tom is quite obstinate, isn't he?

obstinate

{s} müzmin

obstinate

(Tıp) Tedaviye inat eden

obstinate

{s} kronik

stubborn

serkeş

stubborn

{s} vazgeçmeyen

stubborn

{s} dik başlı

English - English

Definition of persisting in a reactionary stand in English English dictionary

stubborn

obstinate

unregenerate

Hyphenation

persisting in a re·ac·tion·a·ry stand

Turkish pronunciation

pırsîstîng în ı riäkşıneri ständ

Pronunciation

/pərˈsəstəɴɢ ən ə rēˈaksʜənˌerē ˈstand/ /pɜrˈsɪstɪŋ ɪn ə riːˈækʃənˌɛriː ˈstænd/