English - Turkish
Definition of past participle of to swell in English Turkish dictionary
- swollen
- {s} kabarık
- swollen
- gururlu
- swollen
- şişinmiş
- swollen
- özünü beğenmiş
- swollen
- şiş
Ayakkabıların çok küçük olduğu için ayakların şişmiş.
-Your feet are swollen because your shoes are too small.
Benim küçük parmağım şişti.
-My little finger is swollen.
- swollen
- f., bak. swell. s. şişmiş, şiş
- swollen
- kibirli/şişmiş
- swollen
- {s} şişmiş
Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
-Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.
-His eye was swollen and his nose was bleeding.
- swollen
- şişir/şiş
- swollen
- {s} şişkin
Related Terms
English - English
Definition of past participle of to swell in English English dictionary
- swollen
- past participle of
- awoken
- past participle of
- unfastened
- past participle of
- unblocked
Related Terms
past participle of to swell
Hyphenation
past par·ti·ci·ple of to swellPronunciation
Resimler
History
Favorites