Turkish - English
Definition of parola in Turkish English dictionary
- {i} password
I told Tom I had forgotten my password.
-Tom'a parolamı unuttuğumu söyledim.
I shouldn't have used the word password as my password.
-Parola sözcüğünü parolam olarak kullanmamalıydım.
- shibboleth
- word
I shouldn't have used the word password as my password.
-Parola sözcüğünü parolam olarak kullanmamalıydım.
- password, watchword; motto
- parole
- cipher
- watchword
- catchword
- motto
- password, watchword; countersign
- slogan
- countersign
- code
- (Bilgisayar) secret
- (Bilgisayar) password for
- cue
- signal
- parola düzenleme
- (Bilgisayar) password edit
- parola sorma
- challenge
- geçerli parola
- (Bilgisayar) current password
- basit parola
- (Bilgisayar) simple password
- güçlü parola
- strong password
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of parola in Turkish Turkish dictionary
- Varılmak istenen amacı özetleyen söz
- Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz
- Gizlilik ortamında insanların birbirini tanımalarını ve anlaşmalarını sağlayan işaret
- Gizli derneklerin toplantılarına katılan kimselerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz
- Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz: "Bir asker uzaktan, görünmeyen bir yerden parola soruyordu."- M. Ş. Esendal
- Varılmak istenen amacı özetleyen söz: "Öyleyse ya istiklal, ya ölüm! İşte hakiki kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktı."- Atatürk
- Gizlilik ortamında insanların birbirini tanımalarını ve anlaşmalarını sağlayan işaret: "Eşinin balkona asacağı çamaşırların parolasından İngiliz polisinin o gün kendini evde arayıp aramadığını ve civarda nöbet tutup tutmadığını anlar."- H. Taner
parola
Hyphenation
pa·ro·laPronunciation
Resimler
History
Favorites