parmakla

listen to the pronunciation of parmakla
Turkish - English
finger
goose
parmak
finger

They usually drum their fingers at red lights. - Onlar genellikle kırmızı ışıklarda parmaklarını şakırdatırlar.

The fingerprints left on the weapon match the suspect's. - Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.

parmakla göstermek
point at

It is bad manners to point at people. - İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.

It's rude to point at people. - İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.

parmakla göstermek
finger
parmakla disk atma oyunu
tiddly winks
parmakla gösterilmek
1. to be a person of distinction, be famous. 2. to be small in number, be so few one can count them on the fingers of one hand (as it were)
parmakla gösterilmek
to be pointed at
parmakla göstermek
to point at
parmakla sayılmak
to be so few one can count them on the fingers of one hand (so to speak)
parmakla yapılan
digital
parmakla çekilme
(keman) pizzicato
parmak
toe

I can't feel my toes. - Ayak parmaklarımı hissedemiyorum.

Tom didn't mean to step on Mary's toes. - Tom'un niyeti Mary'nin parmaklarına basmak değildi.

parmak
inch
parmak
{i} hand

When you shake hands with a Greek, count your fingers. - Bir Yunan ile tokalaştığın zaman, parmaklarını say.

My hand is so numb with cold that I can't move my fingers. - Elim soğuktan o kadar uyuşmuş ki parmaklarımı hareket ettiremiyorum.

parmak
clamp
parmak
(Anatomi) dactyli
parmak
cam
parmaklamak
fingering
parmaklamak
finger
parmaklamak
(deyim) feel up
parmak
digit
parmak
inch (2.5 centimeters)
parmak
hook
parmak
to finger
parmaklamak
{f} goose
parmak
the amount of material that will stick to a finger: bir parmak bal a taste of honey
parmak
finger; toe; (tekerlek) spoke; inch
parmak
bar, rail (in a railing or grill); baluster
parmak
spoke (of a wheel)
parmak
the length of a finger (used in making rough measurements)
parmak
finger (measure used to determine the amount of liquid in a glass)
parmak
(Anatomi) digitus
parmak
(Anatomi) dactylus
parmaklamak
to stir up, incite
parmaklamak
to eat (something) with one's fingers
parmaklamak
to finger, handle
Turkish - Turkish

Definition of parmakla in Turkish Turkish dictionary

parmak
Zira (I) ve arşının yirmi dörtte biri
Parmak
engüşt
parmak
İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri: "Uzun, sinirli parmakları locanın kenarında uzanmış, boksörün kulağını koparıyordu."- R. N. Güntekin
parmak
İngiliz uzunluk ölçüsü olan ayak'ın (fut) on ikide biri, inç, pus. 25,4 mm ye eşittir
parmak
Bir tekerleğin merkezinden çemberine kadar uzanan çubukların her biri
parmak
Koyu sıvılara daldırıp çıkarılınca parmağa bulaşan (miktar)
parmak
El parmağının eni kadar olan
parmak
Futun on ikide biri olan, 25,4 mm'ye eşit İngiliz uzunluk ölçüsü, inç, pus. tir
parmak
Araba tekerinin parmaklığını oluşturan düz ağaçlar
parmak
İnsanda ve bazı hayvanlarda ellerin ve ayakların son bölümünü oluşturan, boğumlu, oynak, uzunca organların her biri
parmak
Zira ve arşın'ın yirmi dörtte biri; 3 cm kadar gelir
parmak
Bir işe karışmış olma ilgisi
parmak
Bandırma da denilen, iri ve beyaz taneli bir üzüm cinsi
parmaklamak
Parmakla dokunmak
parmaklamak
Parmakla yemek
parmaklamak
Dürtmek
parmakla
Favorites