Turkish - English
Definition of parıldama in Turkish English dictionary
- scintillation
- {i} glow
- (Telekom) blooming
- parıldamak
- gleam
- parıldamak
- glitter
- parıldamak
- shine
- parılda
- glimmer
- parıldamak
- {f} glance
- parılda
- glister
- parıldamak
- luster
- parıldamak
- blaze
- parıldamak
- glitz
- parıldamak
- light
- parılda
- {f} glitter
- parılda
- {f} twinkling
- parılda
- {f} twinkle
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
-Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
- parıldamak
- twinkle
- parıldamak
- glare
- parıldamak
- beam
- parıldamak
- shimmer
- parıldamak
- glint
- parıldamak
- wink
- parıldamak
- flash
- parıldamak
- glisten
- hafif parıldama
- glimmering
- havai fişek; cep feneri, flaş, ani parıldama
- (Askeri) flare patterns; flash
- parılda
- {f} glow
- parılda
- shimmer
- parılda
- glittering
- parılda
- {f} glare
- parıldamak
- glimmer
- parıldamak
- sparkle
- parıldamak
- to gleam; to flash, glitter; to sparkle; to twinkle
- parıldamak
- to gleam, to glitter, to twinkle, to flash, to glisten, to glimmer, to glint
- parıldamak
- scintillate
- parıldamak
- burn
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of parıldama in Turkish Turkish dictionary
- Parıldamak işi
- Parıldamak
- (Osmanlı Dönemi) ŞARK
- Parıldamak
- yıldıramak
- Parıldamak
- (Osmanlı Dönemi) KEVKEB
- parıldamak
- Gelişmek, yükselmek
- parıldamak
- Işık saçmak, parlamak